Erken çocukluk
döneminde çocuklar meraklarını gidermek için sürekli çevrelerini araştırıp,
incelerler (Aral vd., 2000; Şen, 2007). Litman (2005)’a göre merak, yeni
bilgilere ulaşmayı sağlayan, görmek ve bilmek için duyulan bir arzudur.
Gelişimsel özellikleri nedeniyle de okul öncesi yıllar çocukların meraklı ve
keşfetmeye istekli oldukları, tutum ve davranış kazanma potansiyelinin en
yüksek olduğu yıllardır. Okul öncesi dönemde verilecek olan eğitim de merak ve
keşfetmenin verdiği mutluluk duygularına dayandırılmalıdır (Akt. Cevher
Kalburan, 2009). Çünkü merakla güdülenmiş bir öğrenme kalıcı olmaya adaydır.
Araştırma ve öğrenme isteği merakla tetiklenir. Piaget (1955)’nin de dediği
gibi, çocuklar doğuştan merak duygusuyla etraflarını keşfetmeye başlar. Merak eden,
araştıran, bilgi üreten ve yaratıcı problem çözme becerileri gelişmiş
yetişkinler yaratmak için merak duygusunu beslemeli ve öğrenme, bilgiye ulaşma
yolları konusunda çocuklara rehberlik edilmelidir (Sabo, 2010). Çocukların merak
duygularını harekete geçirmek, merak duydukları konuları arttırmak ve merakı
giderme yollarını göstermek içinse çocukların merak duydukları konuları tespit
etmek gerekmektedir.
Karaca'nın fen-doğa
etkinliklerine karşı ilgisi bebeklik döneminde sinyaller vermeye
başlamıştı.Annesinin çocuk gelişimci, babasının fen bilimlerine yakın olması
sebebiyle de karşılaştığı materyaller, uyarıcılar bu yönünü harekete
geçirmesine olanak sağladı.
Okulöncesi eğitimde
fen-doğa etkinlikleri biz okulöncesi öğretmenler için vazgeçilmez bir
alandır. Özellikle fasulye çimlenmesi deneyini yapmayan öğretmen ve çocukluğunda denemeyen öğrenci herhalde yoktur.
Karaca okulda pamuğa ektiği fasulyeleri heyecanla eve getirdi. Akşam hepimize detaylı deney süreci hakkında bilgi
verdi. Ben içimden bir kaç gün sonra
kokar, sineklenir ve çöpe atarım diye düşündüm. Ama bizim evde doğuştan merak güdüsü ağır basan
baba- kız olunca, fasülyeler bana nispet
yaparcasına hızlıca büyüdüler. Baba-kız kısa karanlık kış günlerinde bitki yetiştirme ışığı ile fasulyeleri aydınlattılar.
Önce pamuğun içinde
filizlenmesini beklediler. Sonra küçük toprağa ektiler. Ben olmaz o dedikçe, fasulyeler pamuğun içinden gök yüzene doğru yol aldılar.
Evden çıkamadığımız bugünlerde deney önerileri;
Bitkiler canlıdır. İnsanlar gibi beslenir, çoğalır, hareket eder, solunum yapar. Bitkiler susuz, güneşsiz, havasız yaşayamaz.
-Bitkilerin ihtiyaçları
-Bitkilerin çoğalması
-Bitkilerin solunum yapması
-Bitkide gövdenin görevi
-Bitkilerin terlemesi
-Bitkilerin sınıflandırılması
Yorumlar
Yorum Gönder